Merhumu son yolculuğunda edebiyat, sanat ve siyaset dünyasından sevenleri yalnız bırakmadı. Zengin’in cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş “Çok nazik, Müslümanca duruşa sahip güzel bir kardeşimizdi. Yazdıkları Rabbimizin dinini çocuklara tanıtmak içindi.
Çocuklara yönelik çalışmalar çok önemlidir, rabbim yazdıklarını sadaka-i cariye olarak karşısına çıkarsın inşallah” dedi.
SALİHA SULTAN
Geçirdiği kalp rahatsızlığının ardından Kahramanmaraş’ta tedavi gördüğü hastanede yaşama veda eden Zengin’in cenazesi dün İstanbul’da toprağa verildi. Zengin’in cenazesi Eyüp Sultan Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Eyüpsultan’da bulunan Mihrişah Valide Sultan Türbesi’nin haziresine defnedildi.
Zengin’in sanat, edebiyat ve siyaset dünyasından birçok seveninin katıldığı cenaze töreninde büyük hüzün yaşandı. Cenaze töreni için Eyüpsultan Camii meydanına özel alan kuran Eyüpsultan Belediyesi, tören boyunca da cenazeye ev sahipliği yaparak törene katılanlarla ilgilendi. Cenazede taziyeleri merhumun kardeşi Salih Zengin, Emir Behram, Kaptan Malik ve Nedim Ali kabul etti.
Mevlana İdris Zengin’in cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş kıldırdı. Tezkiye konuşmasını da gerçekleştiren Prof. Dr. Erbaş, “Musallalarda tabutun üzerinde iki ayet yazılır genelde, Her nefis ölümü tadacaktır, sonra bize döndürüleceksiniz, bazen de, Onların ecelleri geldiği zaman ne bir an geri ne de bir ileri alabilirler” dedi. Erbaş, sözlerine şöyle devam etti: “İşte Mevlana kardeşimiz sayılı nefeslerini tamamladı, onu şimdi hakiki dünyaya, Mevlana’mızı mevlamıza uğurluyoruz. O mevlasını o kadar seviyordu ki, biz de adını her söylediğimizde mevlamız aklımıza geliyordu. İsimler o kadar önemli ki, işte onun ismi de sürekli bir mesaj içeriyordu. Mevlana İdris’in adı mevlamızı, rabbimizi unutmayalım aklımıza geliyordu.” Mevlana İdris için “Çocukların abisi, amcası” diyen Prof. Dr. Erbaş, şunları aktardı: “O kadar çok farklı dillere çevrilmiş kitabı vardı ancak herkesin bilmediği bir kitabı daha vardı, Diyanet İşleri olarak kendisinden istirham ettiğimiz, Hz. Muhammed’in hayatı kitabının ikinci yazarı idi, editörü de bendim. Bu kitabı kuran kurslarımızda dağıtıyoruz, çok okunan bir kitap. Kendisi onu çocuk diline çevirmişti, yazdıklarını bana gönderir, editörlüğünü yapardım.”. Erbaş son olarak şu ifadeleri kullandı: “Çok nazik, kibar, Müslümanca duruşa sahip güzel bir kardeşimizdi. Yazdıkları Allah rızası içindi, Rabbimizin dinini çocuklara tanıtmak içindi. Çocuklara yönelik çalışmalar çok önemlidir, rabbim yazdıklarını sadaka-i cariye olarak karşısına çıkarsın inşallah.”
Meclis Başkanı Mustafa Şentop da “Mevlana hepimizin dostu, yol arkadaşı idi. Çok üzgün ve müteessiriz. Bugüne kadar birçok cenazede beraber olduk, hayatımızda tesiri olan dostlarımızı kaybettik” diye konuştu. Şentop, Mevlana İdris Zengin’in vefatından duyduğu üzüntüyü şu ifadelerle aktardı: “Mevlana İdris’in hepsinden çok özel, farklı yeri vardı gönlümüzde. Mevlana İdris nev-i şahsına münhasır bir arkadaşımızdı, yeri doldurulamaz, kalbimizin zirvesiydi. Güzel hayat yaşayanlar inanıyoruz ki öbür dünyada daha iyi bir hayata göç ettiğine inanıyoruz. Güzel yaşadı, güzel öldü. Allah evlatlarına, ailesine sabır versin. Bize de onun gibi güzel yaşamayı nasip etsin.”
Mevlana İdris hayattaki en yakın arkadaşlarımdan biriydi, 1986’da Mavera dergisinin yazı işleri müdürü olarak çalışmaya başladığımda İstanbul’a geldiğimde telefonlaştık ve Beyazıt’ta buluşup tanıştık. İstanbul’da gerçek anlamda tanıştığım ilk arkadaşım, o tarihten beri de çok yakın arkadaşım olmaya devam etti. Bir ara birlikte öğrenci evi tuttuk, aynı evde kaldık. Birbirimizin evliliğine, çocuklarımızın doğuşuna, büyüyüşüne şahit olduk. Sufi mizaçlı biriydi, neyzenliğe ilgisi vardı, adı Mevlana olduğu için Mevleviliğe yakıştırılırdı ama Mevlana Nakşibendi mizaçlı bir insandı. Yani zikrini, vecdini, coşkusunu içinde yaşardı, biz içinden dışarı taşanı görürdük ancak. İç dünyası çok zengindi, ihlas ve takva sahibiydi. Fedakarlık timsali idi aynı zamanda, çok cömertti arkadaşlarına. Herkesi bir araya toplama özelliği de vardı, bir araya gelmeyecek insanları da bir araya getirirdi. Dargınları barıştırırdı. Seyahat etmeyi de çok severdi. Orta Asya’dan Avrupa’ya birçok ülkeyi gezdi. Fantastik çocuk edebiyatının da Türkiye’deki en önemli temsilcisiydi. Ustası olan Mustafa Ruhi Şirin, Cahit Zarifoğlu gibi çocuk edebiyatımıza eser vermiş isimler klasik Türk edebiyatının klasik eserlerini devam ettiriyordu. Mevlana fantastik yanı çocuk alanına taşıdı, Sufi ile Pufi gibi, Uçan Eşek gibi çılgın maceralar anlatan masallar yazdı. Bu bakımdan öncü bir yazardı. Küçük Prens, Martı kitapları bizim başucu kitaplarımızdı onunla, Küçük Prens kendi gülü için şöyle der “Suskunluğuna bile kulak verdiğim odur” der, biz Mevlana İdris’in suskunluğuna da kulak verirdik. Gönülden konuşur, halleşirdik, çok erken kaybettik. Eyüpsultan’da medfun ululara komşu olması bir nebze tesellimiz şu an. Vefat tarihi de enteresan, Türkiye’de çocuk edebiyatına ilk yönelen yazarlandan Cahit Zarifoğlu ile, klasik halk şiirinin büyük ustası Abdürrahim Karakoç ile aynı tarihte vefat etmiş oldu. Enteresandır.
Artık cenazelerde buluşuyoruz ne yazık. Bütün ölümler zamansız elbette ancak Mevlana’nın bu rahatsızlığı atlatacağını bekliyorduk hep. Çünkü Mevlana bizden üç beş yaş küçük olmasına rağmen çocuklarla bağlantı kurabilen en önemli dostlarımızdan biriydi. Haberini alınca “Şimdi zamanı mıydı? Çocuklara kim dokunacak?” diye düşündüm. Peşpeşe dergicileri kaybetmeye başladık, her geçen gün biraz daha eksiliyoruz. Mevlana’nın çıkardığı dergileri çıkarabilecek arkadaşlar var mı? Ergenlik çağındaki çocuklarımıza dokunabilecek, onların beğenisini kazanabilecek dergiciler çok az, hatta yok, ya da varsa da kendilerini gösteremiyorlar. Mevlana çok önemli bir boşluğu dolduruyordu, orası bomboş kaldı. Mevlana’dan şehirlerde kaybolmayı öğrenmiştim ayrıca. O seyahatlerimizde ortadan kaybolur, şehrin sokaklarında kaybolarak şehri tanırdı. Ben de öyle yapıyorum artık. Biz 1983’lerden beri arkadaştık. En son geçtiğimiz yılın 12 Ekim’inde görüşmüştük, ayağımda Maraş yemenisi vardı, “Alışma, vazgeçemezsin” demişti. Bugün cenazesine gelirken yine onları giydim. Mevlana candan, çok samimi olmasına rağmen insanlarla çok içli dışlı da olmayan bir insandı. Arada bir mesafe bırakırdı. Biz de ona saygı gösterirdik. Açamadığı halini yazılara, şiirleri dökerdi.
DOSTLARI SON YOLCULUĞUNDA YALNIZ BIRAKMADI
Zengin’in cenaze töreninde KARAR ailesinden Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, İbrahim Kiras, Hakan Albayrak, Bekir Fuat, Enes Batman, İbrahim Kahveci de cenazede önde saf tutan isimler arasındaydı. Cenazeye edebiyat ve sanat dünyasından Hüseyin Hatemi, Kemal Sayar, Tarık Tufan, Turan Kışlakçı, Mehmet Çelik, Adem Turan, Ertuğrul Fındık, Mükremin Atmaca, Cevat Olçok, Hasanali Yıldırım, Sinan Albayrak, Ali Burhan, Cem Sahir İslam, Hüseyin Hatemi, Fatih Öke, Şaban Abak, Zeynel Abidin Koyuncu, Fatih Okumuş, Selman Gemuhluoğlu, Cengiz Er, Süleyman Gündüz, Erol Erdoğan, İbrahim Sadri, Cafer Turaç, Necip Evlice, Mustafa Özel, Özcan Palut, Burhanettin Duran, Yusuf Tosun, Selvigül Kandoğmuş Şahin, Hüseyin Akın, Cengizhan Orakçı, Selim Sener, Mustafa Şahin, Ali Öztürk, Kaya Üçer, Mustafa Ruhi Şirin, Mümin Vatansever, Mehmet Lütfi Şen, İlhan Efe, Murat Zelan, Sevil Kiras, Züleyha, Lütfullah Göktaş, İbrahim Kılıç, Bayram Öz, Hüseyin Karaca, Yusuf Tosun, Mustafa Hilmi Baş, Osman Özsoy, Cafer Vayni gibi onlarca isim Mevlana İdris Zengin’i uğurlayan dostları arasındaydı. Siyaset dünyasından ise Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Bilal Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İstanbul İl Kültür Müdürü Coşkun Yılmaz, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, Türkiye’nin Sesi Partisi Kurucusu Ayhan Bilgen, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sema Silkin Ün gibi isimler katıldı. Zengin’in cenazesine İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüp Belediye Başkanı Deniz Köken, CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Barosu Başkanlığı, AK Parti Eyüp İlçe Başkanı Muhammet Vanlıoğlu, birçok isim ve kurum da çelenk gönderdi.