Başkan Balcıoğlu’na sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini sunan iş adamları, ilgili bakanlıkların bir an önce denetleme konusunda daha etkili olmalarını dile getirdi.

Toplantıda sektörün sorunları ve çözüm önerileri şu şekilde sıralandı:

"1-Süt Fiyatları: Süt fiyatlarının artması süt üretim sektörünü olabildiğince olumsuz etkilemektedir. Çünkü süt ve süt ürünlerine yansıtılan fiyatlar alım gücünün düşmesi ile satışları olumsuz etkilemiştir. Bununla beraber sağlığımızı yakından ilgilendiren tehlike ile kayıt dışı ve kontrol edilemeyen düşük maliyetli üretim ve satış sektörü oluşmuştur.

Çözüm Önerisi: Süt maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir. Süt yeminin ana hammaddeleri olan Soya küspesi, ATK, DDGS vb. hammaddeler yurtdışından özel sektör tarafından getirilmekte olup, fiyatları kontrolsüz bir şekilde arttırabilmektedirler. Bu hammaddelerin TMO tarafından temininin sağlanması yem fiyatlarını doğrudan, süt ve süt ürünlerini ise dolaylı olarak aşağı çekecektir. Diğer taraftan ülkemizde mera alanları ve kaba yem çeşitliliğinin oluşturulması, süt maliyetini artıran yem faktörünün etkisini azaltacaktır.

2-Marjinal Yasası ve Çiğ Süt Satış Yönetmeliği: (Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 27 Kasım 2014  Perşembe tarih ve 29188 sayılı tebliği)

Süt ve süt ürünlerinin fiyatlarının artması ile Sözde Marjinal yasası kapsamında kayıt dışı ve işletmesi olmayan yerlerde kontrol edilemeyen üretimler ve çiğ süt satışları yapılmaktadır. Yasa köylüyü ve emeğini korumak adına çıkartılmış olup tebliğin 8.maddesinde yazdığı üzere haftalık 500 kg kapasiteli olması gerekirken; bunun tespiti/denetimi yapıl(a)madığı için tamamen kontrol dışına çıkılmış durumda ve bu tebliğ suiistimal edilerek marjinal adı altında fabrikasyon üretime dönüşmüştür. Bu durumda her şeyi kayıtlı olan, denetime tabi tutulan, vergisini veren, tek kullanımlık ambalaj kullanan, hastalıktan ari olan ve üretim yapan işletmeler rekabet edememektedir. Ayrıca etiket yönetmeliği yine kayıtlı işletmelere uygulanmakta olup, açıkta satılan ürünlerde serbestliğin artması söz konusudur.

Çözüm Önerisi: Bu yasanın disiplin edici şekilde yeniden gözden geçirilmesi ve kontrolünün sağlanması gerekmektedir. Aksi takdirde bugün kontrol edilemeyen bir şekilde birçok ürünün üretim ve satışının yapılıyor olması hem gerçek üreticileri yok edecek hem de Kamu ciddiyetini zarara uğratacaktır.  Üretim tesislerine uygulanan denetim şartlarının satış yerlerine de uygulanması gerekmektedir. Sonuç olarak yasa ve yönetmenliklerin herkese uygulanması veya iptal edilmesi gerekmektedir.

3-Ziraat Bankası ve Kullandırılan Krediler: Ziraat Bankası hayvancılık ve süt ve süt ürünleri üretim sektörüne gerekli desteği vermemektedir. Bu sektörde kullanılan kredilerin ve kredi risklerinin en az iki katı teminat almakta olup, hatta KGF kredilerinden dahi kefalet ve teminat istemektedir. Diğer taraftan Ziraat Bankası adına eksperlerce yapılan değer tespitlerinde sadece arazi ve inşaat kısmı değerlendirilmektedir. Oysa işletmede bulunan makine ekipmanlar ve canlı varlıklar sigortalı olmalarına rağmen değerlendirilme dışında kalmaktadır. Bu ise teminat konusunda ciddi engeldir.

Çözüm Önerisi: Ziraat Bankası adı ile uyumlu bir şekilde en azından bu dönem üreticiyi destekleyici uzun vadeli tarımsal krediler oluşturmalıdır. Ayrıca son dönemlerde çok ciddi inek kesimleri devam etmektedir. Çok hızlı bir şekilde Ziraat Bankası damızlık niteliği olan hayvan alım kredilerini biraz da esneterek devreye girmesi sonucu hem üreticiye sıcak para geçmiş olacak hem de damızlık hayvanlar kesimden kurtularak bir başka işletmede geçmiş olacaktır. Böylelikle ülkemizdeki inek kesimleri durarak inekler başka işletmelere kayacaktır.

4-ARGE Çalışmaları ve Veriler: İnsanlarda bilmedikleri ve yapamadıkları işleri tamamen devletten beklemek gelenek hale gelmiştir. Hayvancılık ve ziraatta ne yazık ki kamu ve Üniversitelerimiz bu konuda da yetersiz kalabilmektedir. Örnek olarak Kahramanmaraş’ta geçen yıl Ticaret Borsa’sında sadece 11 adet toprak analizi yapılmıştır. Diğer taraftan hayvancılıkta üretim ve sağlık maliyelerini etkileyen en önemli faktör yemdir. Ülkemizde kesif yem ağırlıklı beslenme yapılmaktadır. Bu da hayvanlarımızın gelecekteki doğurganlığını ve de sağlığını olumsuz etkilemektedir. Sonuç olarak hem fazla para harcıyoruz hem de gerekli verimi alamıyoruz. Bu konuda ülkemizde buzağı ölümleri, tohumlama süreçleri, kaç doğum yaptıkları, çok süt mü yoksa kalitesi süt mü gibi konularda verilerimiz eksik kalmaktadır.

Çözüm Önerisi: Özellikle tarımda çiftçiyi yönlendirici çalışmalar ile hayvancılıkta yukarıdaki konularda gerçek ARGE çalışmalarının yapılması ve çıkacak sonuçlara göre politikalarımızın oluşturulması hem üretim kapasitemizi arttıracak hem de üretim maliyetlerimizi aşağı çekecektir.

5-Birlikler: Damızlık birlikleri bugüne kadar hayvancılık sektörüne, üreticiye hangi katkıyı vermiştir? Birlikler aracılığı ile sadece sözde süt analizleri yapılmakta ve süt faturaları teslim alınmaktadır. Yapılan analizler birliklerin anlaştığı özel laboratuvarlarda yapılmaktadır. Çıkan sonuçlar tamamen kalite ve doğruluktan yoksundur. Bunlar rakamlarla sabittir. Ne yazık ki bu yolla hem kamu hem de üreticiden yüksek miktarda analiz ücreti alınmaktadır. Ayrıca Birlikler sektördeki gelişmeleri takip edememekte olup sonucunda ise hep üretici mağduriyet yaşamaktadır.

Çözüm Önerisi: Birliklerin ya daha aktif olarak üreticiyi bilgilendiren, gelişmesine rehber olabilecek, kayıtları kontrol edebilecek bir yapı için gerekli donanımın sağlanması ya da kayıt ve kontrol sistemlerinin Tarım İl ve ilçe Müdürlüklerince yapılarak Birliklerin kapatılması.

6-Tesis ve Yatırım Destekleri: Bu konuda Devletimiz her türlü desteği vermektedir. Ancak bu destekler yapılırken amaç ve ihtiyaç dışı yapılabilmektedir. Ayrıca çağrı-sözleşme-yatırım arası geçen zamanın uzaması da firma-yatırımcı-danışmalık ilişkileri içinde maliyetleri geçek rakamların çok üstüne çıkarmaktadır.

Çözüm Önerisi: Gerçek yatırımcıların ortaya çıkması, akılcı ve üretime dönük sürdürülebilir yatırımlar yapılabilmesi için yatırımcıya uygun krediler sağlanması, yatırımın yatırımcı tarafından yapılması, yatırımın üretime dönmesine müteakip destek ve hibelerin yatırımcının kredi borcundan düşülmesi ile yatırımcı bir an önce üretime geçmek zorunda kalacaktır. Diğer taraftan bu dönemde yeni tesis yatırımların desteklenmesi yerine var olan, çalışamayan veya zor ayakta durabilen tesislerin desteklenmesi üretim ve istihdam olarak ekonomiye katkı sağlayacaktır.

7-Nitelikli Eleman: Tarım ve Hayvancılıkta çalıştırılacak nitelikli ara elemen büyük bir sorun olmuştur. Şu anda bu hizmet ülkemizdeki göçmenlerle idare edilmekte ya da bulunan elemanlar vasıfları çok düşük, okuma yazması dahi olmayan elemanlar olmaktadır. Bu ise sektörün doğru ve ekonomik çalıştırılmasına engel olmaktadır ve gelecekte ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır.

Çözüm Önerisi:  Hayvancılık ve tarım sektöründe ara eleman yetiştiren lise ve dengi olukların açılması.

8- Gübre Yönetimi: Ülkemizde gübre yönetimi ile ilgili kalıcı bir politikamız bulunmamaktadır. Bu ise hem ekonomik değeri olan hem de alternatif kullanımları olabilen gübreyi kullanamadığımız gibi diğer tarafta da çevreyi mahvetmekteyiz.

60 koyunu çalıp satan çoban parayı pavyonda yedi! 60 koyunu çalıp satan çoban parayı pavyonda yedi!

Çözüm Önerisi: Çiftlik yoğun bölgelerin belirlenerek gübre toplama ve değerlendirme merkezlerinin bir süreliğine de olsa örnek ve eğitici olması bakımından devlet destekli olarak yapılmasıdır. Bu sayede çevre korunacak, gübre işlenecek,  biyogaz ve enerji üretimi elde edilecek, bölgede seracılık faaliyetleri yapılabilecek,  çıkan doğal gübre kullanılarak ekonomiye büyük katkı ile yeni istihdam ve iş alanı sağlanacaktır.

9-Küpe Sorunu: Türkiye genelinde Türkvet kayıt sistemine kayıtlı olan küpeler ile yaşayan hayvan sayısı arasında çok büyük bir fark vardır. Verilere göre çok ciddi bir hayvan sayımız olmasına rağmen hayvancılıkta ciddi bir kriz yaşanmaktadır. Sayım yapılacağı zaman birkaç gün içerisinde sistem üzerinden sayım yapılmakta ve benzer sayılar korunmaktadır. Kesilen ve ölen hayvanların küpeleri düşürülmemekte, satılan hayvanların devri yapılmamakta ve düşen küpelerden sonra her af döneminde işletmelere yeni küpeler takılmaktadır. İşletmesinde fazla küpesi bulunan yetiştiriciler hayvan sayısına göre TMO’dan uygun fiyatlı daha fazla arpa ve mısır alarak bunu serbest piyasada satmaktadır. Hayvan destekleri küpeler üzerinden verildiği için daha fazla destek alınabilmektedir.

Çözüm Önerisi: Hayvan sayımlarının mutlaka fiziki olarak sayılması gerekmektedir. Bunun da kısa süre içerisinde sayılması mümkün olamayacağı için geniş katılımlı ekipler ile bölgesel olarak yapılması gerekmektedir. Bu sayımla düzeltilecek kayıtlardan sonra uzun bir süre sanal küpe artışı olmayacaktır."

Editör: Okebeli83 Okebeli83